Bahçemiz Yeşillendi

Bahçemiz yavaş yavaş yeşillenmeye ve ilk ürünlerini vermeye başladı. İlk olarak erikle sezonu açtık.  

Bunlar da marullarımız...

Ve leyleğimiz de geldi.  


LEYLEK HİKAYESİ

Bir zamanlar konuşan bir leylek varmış. Bu leylek insanlar gibi konuşur, insanlar gibi düşünürmüş. İyilik yapmayı ne kadar çok istermiş. Fakat, iyilik yapmak için hiç fırsat bulamazmış. Yazın Anadolu'ya gelir yuvasını kurar, sonbaharda havalar serinlemeye başlar başlamaz göç eder, kışı geçirmek için Mısır'a gidermiş. Mısır ülkesinin kışları, Anadolu'nun yazları kadar sıcak olurmuş. Yaz mevsimi gelince de tekrar Anadolu'ya dönermiş, çünkü, Mısır ülkesinin yazları dayanılmaz şekilde sıcak geçermiş.

Bir yaz mevsiminde Anadolu'ya gelmiş. Gökyüzünde uçarken, aşağıdaki akarsu kenarında şirin bir kasaba görmüş. Hemen kararını  vermiş. Yazı bu kasabada geçirecekmiş. Kasabanın üzerinde geniş daireler çizerek, dönerek alçalmaya başlamiş. Tek katlı evlerden mavi boyalı olanın bacasını çok beğenmiş. Burası oldukça geniş ve manzarası güzelmiş. Çevreden çalı çırpı toplayıp yuvasını yapmış. Günler günleri kovalamış. Konuşan Leylek, yeni yuvasında rahat ve mutluymuş. Mutlu olmasına mutluymuş da mutluluğunu tam olarak içine sindirememiş. Mavi boyalı evde bir adamla karısı  yaşarmış. On yıldır  evli oldukları halde nedense bir türlü çocukları olmazmış. Daha yuvasını kurduğu ilk günün gecesi adamla karısı tarladan evlerine dönüp yemeklerini yedikten sonraki konuşmalarinda bile hep çocukları olmadığından yakınırlarmış. Her akşam aynı konuşmaları duyduğu için, çocuk meselesi kafasına takılır olmuş. İşte, tam olarak mutlu olamamasının sebebi buymuş.

Daha sonraki bir gün sabaha karşı canı sıkılmış. Yuvasından çıkmış. Gökyüzünde uçtuktan sonra, kasaba camisinin bahçesine inmiş. Gezinmeye başlamış. Ortalıkta kimseler yokmuş. Biraz sonra etrafına bakınarak, telaşlı hareketlerle yürüyerek gelen bir kadın, caminin kapısına elindeki sepeti bırakmış. Acele adımlarla geldiği yoldan geriye dönüp gitmiş. Kadının bıraktığı sepette ne olduğunu merak etmiş. Sepetin üstündeki örtüyü kaldırınca, bir de ne görsün! Minimini bir bebek mışıl mışıl uyuyormuş. Konuşan Leylek, bu kadının çocuğu neden terk edip gittigini anlayamamış. Bebeğin üstünü örtüp orada bırakmış. Kadının gittiği yöne dogru uçmaya başlamış. Birkaç sokak ileride kadını giderken görmüş. Daha sonra kadın evine varmış. İçeriye girmiş, kapıyı kapatmış ve evin bahçesine çıkmış. Bir köşeye oturup ağlamaya başlamış. Konuşan Leylek, kadınla durumu konuşmaya karar vermiş. Bahceye inmiş, kadına doğru yaklaşmış:

_ Merhaba, rahatsız etmiyorum ya, demiş. Kadın bakmış  karşısında bir leylek kendisine merhaba diyor. Hayal gördüğünü sanmış, gözlerini ovuşturmuş. Dert üstüne dert gelirse böyle olur işte. Karşımda bir leylek varmış da konuşuyormuş gibi geldi sanki,  diye söylenmiş.

Konusan Leylek:

_ Hayır, kardeş. Bu dünya, bu evler, bu insanlar nasıl gerçek ise benim varlığım ve benim insan dili ile konuşabilmem de o derece gerçektir, demiş. Kadın öylece bakakalmış. Aradan bir dakika geçmiş, şaşkınlığı biraz olsun azalmış.

_ Tamam, karşımda duruyorsun. Hayal gibi silinmiyorsun. Sen varsın. Peki, nasıl oluyor da konuşabiliyorsun?

_ Şaşırmakta haklısın, kardeş. Yine de çok soğukkanlıymışsın; korkup kaçmadın. İnsanın karşısına her zaman benim gibi düşünüp, konuşabilen bir leylek çıkmaz. Annem leylekti, fakat babam papağandı. Dış görünüşüm anneme benzemiş. Konuşma yeteneğimi babamdan almışım  ve ben de Konuşan Leylek olmuşum.  Neden çocuğu cami kapısına bıraktın?

_  Çocuk dünyaya gelmeden iki ay önce kocamı kaybettim. Çeşitli zorluklara göğüs gerdim. Biraz birikmiş paramiz vardı, onunla idare ettim. Sonunda o para da tükendi. Gün ağarmaya başladı. Sabah ezanı az sonra okunacak.. Cami imamı  neredeyse gelmiştir. çocuğu birisine evlatlık verirler herhalde?

_ Aman, imam gelmeden yetişeyim!  Tanıdığım çocuksuz bir aile var. Yıllardır çocuğa hasret.  Cümlesini bitirmeden bir kurşun gibi fırlamış. Saniyelerle sayılabilecek bir süre sonra caminin kapısı önüne inmiş. Neyse ki, imam daha gelmemiş. Bakmış çocuk hala uyumakta. Sepetin sapını gagası arasına kıstırmış, havalanmış. Mavi boyalı evin bacası  üstündeki yuvasına gelmiş. Nefes nefese kalmış. Sepeti almış, aşağı yola inmiş. Kapıyı çalmış. Bir süre beklemiş. Kapıyı açıp öylece durup bakakalan kadının şefkatli kollarına bebeği bırakmış ve uçup gitmiş...


Şekerpare


Malzemesi:

  • 125 gram margarin (oda sıcaklığında)
  • 2 yumurta (1 yumurtanın sarısı üzerine)
  • 5 çorba kaşığı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 3 su bardağı un

Şerbeti:

  • 3 su bardağı şeker
  • 4 su bardağı su
  • Yarım limon

Hazırlanması:

Margarin, yumurta, şeker, kabartma tozu ve vanilyaya un yavaş yavaş eklenerek, hamur elde edilir. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, yumurlak şekil verilir. Üzerine yumurta sürülüp, şekerparelere fındık ya da badem batırılır. Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede pişirilir. 

Şerbetin Hazırlanması:

Şeker ve su kaynadıktan sonra 10 dakika daha kaynatılır. Şerbeti ocaktan almaya 2-3 dakika kala dilimlenmiş limon eklenir. Son olarak sıcak şerbet soğuk şekerparelerin üzerine dökülür. (şekerparelerin yumuşak olması ve şerbetini daha iyi çekebilmesi için üzeri bir tepsi ile kapatılır)

Afiyet olsun...
  

Kahvaltılık Çemen


Malzemesi:

  • 5 çorba kaşığı biber salçası
  • 2 çorba kaşığı sıvıyağ
  • 1 çorba kaşığı margarin
  • 3 diş sarımsak
  • 4 çay kaşığı kekik
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 çay kaşığı kimyon
  • Yarım çay bardağı ceviz

Hazırlanması:

Dövülmüş sarımsak yağda sotelenir. Salça eklenerek biraz kavrulur. Daha sonra baharatlar ve ceviz eklenerek bir iki defa karıştırılır, ocaktan alınır.


Afiyet olsun...


Evet Demeden Önce (Before You Say I Do )


Evet Demeden Önce, 2009 yapımı, Amerikan filmi. Sıkılmadan seyredilecek romantik bir film.

Oyuncular: David Sutcliffe, Jennifer Westfeldt, Jeff Roop


Filmin Özeti: George Murray (David Sutcliffe) kız arkadaşı Jane Gardner (Jennifer Westfeldt) ile evlenme niyetindedir. Ancak Jane, daha önce Doug (Jeff Roop) ile evlenmiş ve kötü bir tecrübe yaşadığı için  tekrar evlenmekten korkmaktadır. Bu yüzden de Jane George'un evlenme teklifini reddeder. George, Jane ile Doug evlenmeden önce Jane ile tanışmış olmayı diler. Bir araba kazası sonucunda  bu dileği gerçekleşir ve George, 10 yıl önceye gider. Tam da Doug ile Jane evlenmeden birkaç gün öncesine… George, Jane ile tanışır ve evlenmelerini engellemek, Doug'un gerçek yüzünü görmesi için elinden geleni yapar.

İyi seyirler...



Hindistan Cevizli & Bademli Toplar


























Malzemesi:

  • 1 kutu krema
  • 80 gram bitter çikolata
  • 2 çorba kaşığı margarin
  • 1 paket bisküvi
  • 1 çay bardağı toz badem
  • 1 çay bardağı hindistan cevizi (içine)
  • Üzeri için hindistan cevizi

Hazırlanması:

Tencereye krema ve çikolatayı koyup kısık ateşte çikolata eriyene kadar karıştırılır, kaynamaya yakın ocaktan alınır. Margarin, hindistan cevizi ve badem eklenerek iyice karıştırılır. 1 saat buzdolabında beklettikten sonra un haline getirilen bisküviler eklenip yoğrulur. Ceviz büyüklüğünde yuvarlanır, hindistan cevizine bulanıp servis edilir.

Afiyet olsun...

Tarçınlı Kurabiye



















Malzemesi:

  • 1,5 çay bardağı pudra şekeri
  • 100 gram margarin (oda sıcaklığında)
  • 1 adet yumurta
  • Yarım su bardağı yoğurt
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı kuru üzüm
  • 1 su bardağı ceviz
  • 1 tatlı kaşığı tarçın

Hazırlanması:

Pudra şekeri, margarin ve yumurta, mikserin hamur karıştırıcı uçları ile çırpılır. Yoğurt, un ve kabartma tozu eklenerek 4-5 dakika daha çırpılır. Kuru üzüm, ceviz ve tarçın eklenerek iyice karıştırılır. Hamurdan kaşıkla ceviz büyüklüğünde parçalar alınır ve ikinci bir kaşık yardımı ile yağlanmış tepsiye aralıklı dizilir. Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 15- 20 dakika pişirilir.


Afiyet olsun ...


Köz Biber Çorbası

Bu çorbayı mutlaka denemelisiniz...

Malzemesi:

  • 5 adet kırmızı biber
  • 1 adet kuru soğan
  • 3 diş sarımsak
  • 2 çorba kaşığı margarin
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 6 su bardağı su
  • Tuz
  • Karabiber
  • 1 kutu krema

Hazırlanması:

Biberler közlendikten sonra kabukları soyulur ve tohumları çıkarılır. Margarin ve sıvı yağda soğan ve sarımsak pembeleşinceye kadar kavrulur. Doğranmış köz biberler de eklenerek birlikte sotelenir. Üzerine su, tuz ilave edilerek 15-20 dakika kaynatılır.  Kremanın kesilmemesi için çorbanın suyundan kremaya bir miktar eklenir ve krema çorbaya yavaş yavaş ilave edilir. Çorba piştikten sonra blender yardımıyla pürüzsüz hale getirilir. Servis edileceği zaman üzerine karabiber serpilir.

Afiyet olsun... 




up